Sonuçlar

    Türkçe Almanca
    kötü
    {adv}
    übel
    {adv}
    bela
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    fenalık
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    keyifsizlik
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    kötülük
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    rahatsızlık
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}

    İlişkili Sonuçlar

    Türkçe Almanca
    bela
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    fenalık
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    keyifsizlik
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    kötülük
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    rahatsızlık
    {noun}
    das Übel
    {noun} {n}
    bulantı
    {noun}
    med.
    die Übelkeit
    {noun} {f}
    mide bulantısı
    {noun}
    med.
    die Übelkeit
    {noun} {f}
    mide bulantısı
    {noun}
    die Übelkeit
    {noun} {f}
    suçlu
    {noun}
    der Übeltäter
    {noun} {m}
    gücenmek
    {vb}
    übelnehmen
    {vb}
    kötü huylu
    {adj}
    übellaunig
    {adj}
    darılmak
    {vb} {vi}
    übel nehmen
    {vb}
    pis kokulu
    {adj}
    übelriechend
    {adj}